
Cinsel işlev bozukluğu, kişinin cinsel aktivite anında haz duymasını, tatmin olmasını engelleyen bir rahatsızlıktır. Cinsel aktivite esnasında birbirini takip etmesi gereken bir ‘cinsel yanıt döngüsü’ bulunmaktadır. Cinsel yanıt döngüsü;
- İstek Evresi: Cinsel isteğin oluştuğu evre
- Uyarılma Evresi: Erkeklerde sertleşmenin kadınlarda ise kasılmaların görüldüğü evre
- Plato Evresi: Cinsel gerilim ve cinsel hazzın artış gösterdiği evre
- Orgazm Evresi: Hazzın en yoğun yaşandığı ancak diğer evrelere kıyasla en kısa süren evredir. Erkeklerde meni çıkışı ve kadınlarda ritmik kasılmalar eşlik eder.
- Çözülme Evresi: Kadın ya da erkekte bedende duyumsanan fizyolojik birtakım belirtilerin plato evresinden önceki sürece gerilediği evredir.
Yukarıda ifade ettiğimiz cinsel yanıt döngüsündeki aşamalardan herhangi birinde veya daha fazlasında görülebilecek sorunlar, bireyin cinsel işlev bozukluğu problemi yaşamasına sebep olmaktadır. Cinsel işlev bozukluğu yaşanmasının tıbbi ya da psikolojik sebepleri bulunmaktadır.
Kişilerin cinsel eğitim konusunda yetersiz bilgiye sahip olması, kişilik özellikleri ,alkol ve madde kullanımları, ilişkilerinde yaşadığı problemler geçmişte yaşamış olduğu travmatik cinsel deneyimler , sağlık problemleri sadakatsizlik , günah veya suç işleme düşüncesi, cinsel mitler cinsel işlev bozukluğu yaşanmasına zemin hazırlayan faktörler olarak sıralanabilir.
Toplumumuzda görülen cinsel mitlere örnek olarak; kadının cinselliğe ihtiyacının olmadığı ya da bu ihtiyacını dile getirirse yargılanacağı düşüncesi, erkeğin cinsel birlikteliğe her zaman hazır olması ve istemesi gerektiği, cinselliğin içgüdüsel olarak insanlarda var olduğu ve sonradan öğrenilemeyeceği düşüncesi verilebilir.
Kadınlarda ve erkeklerde görülen cinsel işlev bozuklukları farklılık göstermektedir.
Kadınlarda görülen cinsel işlev bozuklukları;
- Vajinismus: Cinsel birleşme anında istemsiz olarak vajinanın etrafını çevreleyen kaslardan başlayarak tüm vücudun kasılması şeklinde kendisini göstermektedir. Bacakların kapanması, duyulan korku ve cinsel ilişkiden kaçınma, hissedilen şiddetli ağrıdan ötürü cinsel birleşme gerçekleşememektedir. Cinsellikle ilgili mitler, tutucu aile ve toplum yapısı vajinismusun görülmesinde etkili olabilmektedir.
- Cinsel İstek Azlığı: Erken çocukluk döneminden itibaren empoze edilen cinsel yasaklar ve baskılar etkili olabildiği gibi yetişkinlik döneminde yaşanan depresyon, ekonomik problemler, partnerin çekiciliğinin azalması, tıbbi hastalıklar veya kullanılan ilaçlar etkili olabilmektedir.
- Orgazm Bozukluğu: Cinsel uyarıya rağmen orgazmın gerçekleşmemesi ya da çok geç sürede gerçekleşmesi şeklinde ifade edilebilir. Cinsel bilgi düzeyinin yetersizliği, suçluluk veya günah işleme düşüncesi, yetersiz ön sevişme veya cinsel uyarılma, eşler arası iletişimin yetersizliği etkili olabilmektedir.
Erkeklerde görülen cinsel işlev bozuklukları;
- Sertleşme Bozukluğu: Cinsel ilişki esnasında yeterli düzeyde sertleşmenin yaşanmaması şeklinde ifade edilebilir. Sertleşme bozukluğundan bahsedebilmek için bu problemin uzun süredir ve tekrarlayan biçimde görülüyor olması gerekmektedir.
- Erken Boşalma: Kişinin az bir cinsel uyarılma neticesinde dahi boşalma yaşaması, boşalmasını erteleyememesi, denetleyememesi şeklinde tanımlanabilir. Cinsel birleşmeden önce görülebileceği gibi, 1 ila 3 dakika arasında gözlemlenen cinsel birleşmenin de erken boşalma olarak değerlendirilebileceği söylenebilir.
- Geç Boşalma: Erkeğin orgazm olma durumunun isteği dışı kitlenmesi olarak ifade edilebilir. Psikolojik sebepler ön plandadır. Performans kaygısı, partnerine zarar verme düşüncesi veya partnerine duyulan kızgınlık, bilinçdışında var olan hadım edilme korkusunun etkili olabildiği görülmüştür.
- Düşük Cinsel İstek Bozukluğu: Eşler arası yaşanan problemler, yoğun kaygı ve stres, kronik hastalıklar, kullanılan ilaçlar veya başka bir cinsel işlev bozukluğu etkili olabilmektedir.
Kadında veya erkekte görülebilen cinsel işlev bozuklukları kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen, romantik ilişkilerde problem yaşanmasına neden olan ruhsal bir hastalıktır. Tıbbi birtakım rahatsızlıkların neden olduğu kısımda dahi psikolojik anlamda profesyonel destek almak gerekmektedir.