
Temelde öfkenin, çocuğun karşılaştığı problemlere karşı geliştirmiş olduğu bir baş etme becerisi, savunma mekanizması olduğu söylenilebilir. Öfke öğrenilerek edinilebilen bir duygu ya da tepki değildir. Öfke de diğer duygular gibi her insanda hatta canlılarda görülebilen ve varlığı son derece sağlıklı olan duygulardan biridir. Bu noktada öfkenin görülme sıklığı, şiddeti ve kontrolünün ne derece sağlanabildiği en önemli noktadır.
Çocukların davranışlarının; mizacının getirdiği birtakım özellikler, bakım verenin tutumu ve çevrenin etkisiyle şekillendiğini söylemek mümkündür. Çocuklarda görülen öfke nöbetlerinin, öfkeye bağlı olarak sergilenen problem davranışlarının bu bahsettiğimiz faktörlerden beslendiği ifade edilebilir. Bununla beraber öfkenin her insanda bulunduğunu ve öfkenin sonradan öğrenilebilen bir duygu olmadığını ifade etmiştik. Ancak çocuğun öfkesini nasıl kontrol edebileceği, öfkesini nasıl gösterebileceği zamanla gelişir ve öğrenilir.
Bir çocuk yaşama hazırlanırken kendisine destek olunması, ihtiyaç duyduğu pek çok noktada yanında olunduğunun hissettirilmesi, temel güven duygusunun oluşması adına son derece önemlidir. Ancak tüm bunların yanında çocuğun kendi başına bir şeyleri keşfedip deneyimleyebilmesine olanak sağlanmalı, ev içinde ve dışında yaşına uygun çeşitli sorumluluklar edinmesine uygun bir ortam oluşturulmalıdır. Bunlar atlanıldığında, çocuğun yapması gereken birçok şey onun adına yapıldığında, kuralların bulunmadığı bir aile ortamında, kendi isteklerinin öncelendiği şekilde yaşayan çocuk, aynı durumu diğer ortamlarda da bekleyecektir.
Evinde belli bir zamana kadar karşılaşmadığı sorumluluk, sınır ve kurallarla sonrasında karşılaşan ya da ev dışında farklı bir ortamda kurallara uyması ve sorumluluk alması gereken bir yerde bulunan çocuk zorluk yaşayacaktır. Rutininin devam etmesini isteyecek, bu adaptasyon sürecinde yaşadığı şaşkınlık ve zorluklara karşı öfkeyle baş etmeye çalışacaktır. Özellikle engellenme eşiği bu derece düşük çocukların ağlayarak, bağırarak, kendisini yere atarak, kendisine veya başkasına zarar verecek tarzda saldırgan tutumlarda bulunarak hareket ettiğini görmek mümkündür.
Çocuklar gelişim dönemlerinde çeşitli zorluklarla karşılaşırlar. Kendileri deneyimlemeyi, bağımsız hareket etmeyi isterler. Özellikle ifade etme becerileri noktasında belirli zorlukları bulunan çocuklar, isteklerinin yerine getirilmesi için öfkeyle karşılık verirler. Bu noktada ebeveynlerin bu süreci nasıl yönettiği, nasıl bir tutum içerisinde bulundukları son derece önemlidir. Öfkelenip buna bağlı olarak bir takım saldırgan ya da yıkıcı davranışlarda bulunan çocuk, bu hareketinden sonra talebinin yerine getirildiğini deneyimlerse sonraki süreçte istediklerinin gerçekleşmesi için bu yöntemi benimseyecektir.
Bunlar dışında öfke nöbetlerinin görülmesinin farklı sebepleri olabilmektedir. Çocuğun okul ortamında akran zorbalığına maruz kalması, aşırı ekran/ oyun bağımlılığı, aile içi iletişimde yaşanan problemler, şiddete maruz kalması, ifade etme becerilerinin gelişim dönemine uygun olmayacak yetersizlikte olması, ebeveynler tarafından agresif tavır ve tutumların hoş karşılanması, gülerek karşılık verme gibi çoğaltılabilecek pek çok faktör etkili olabilmektedir. Çocukta bu tür öfke nöbetleri görüldüğünde bir uzman eşliğinde destek alma sürecine başlamak oldukça yararlı olacaktır.