
Şiddet, sosyal ve fiziksel donakalım (ketleme) sonucu ortaya çıkan öfke ve öfke sonucu ortaya çıkan davranış olarak değerlendirilmektedir.
Örneğin sevdiğiniz kız veya erkek, farklı bir dine mensup olduğu için aileniz tarafından reddediliyorsa, bu durum sosyal donakalıma (ketlemeye) bir örnek teşkil etmektedir. Tepkilerimiz tam olarak şiddet içermese de normal zamandaki gibi olmayacaktır.
Gençlerin ilkel heyecanlarını bastırması, yetişkinlere nazaran oldukça zor bir durumdur. Kişinin empati kuramaması, çevrede neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilememesi, olumsuz davranış sergilemelerini kaçınılmaz hale getirebilmekte ve en medeni insan bile panik anında ilkel heyecanlarının etkisi altında kalabilmektedir.
Çocuğun şiddeti öğrenmesi için model görmesi de çok önemlidir.
Araştırmalar bireyin bizzat kendisinin şiddet davranışını denemeden ve ödüllendirilmeden, başkalarını model alarak davranışı kazanabildiğini belirtmişlerdir.
Öğretmenin, ilköğretim çocuklarına şiddetin ne kadar kötü olduğunu sözel olarak anlatıp, örnekler vermesinin anlamı düşünüldüğü kadar etkili değildir. Çocuk eve geldiğinde model olarak özellikle prestij sahibi kabul ettiği kişilerin davranışları dikkate alacaktır. Prestij sahibi kişi problemi çözerken şiddet davranışını kullanıp problemin üstesinden geliyorsa, gözlem yoluyla bu davranış çocuk için model olacaktır.
Çocuk ve gençler için modeller canlı olduğu kadar sanal modeller de olabilmektedir. Film kahramanları, roman kahramanları, bilgisayar oyunlarındaki sanal karakterler… Şiddet davranışını önüne geçebilmek için, küçük yaşlardan itibaren mesajlar verilerek şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğunun öğretilebilmesi sağlanabilir. Çizgi filmlerde şiddet uygulanan karakter üzerine tartışmalar yaratılarak çocuğa o anda o konuyla ilgili olumlu mesajlar verilmesi önemlidir.
En sık şiddet davranışları erinlikle başlar ve ergenlik döneminde en üst boyuta çıkar.
Ülkemiz gençliğinde ortaya çıkan şiddeti yorumlarsak, gençlerin önündeki engellere bakmamız yeterli olacaktır. Gencin iç ve dış güçler arasında kalması, kendini yeterince ifade edememesi, karşıt cinsle ve yetişkin toplumu tarafından yeterince kabul görmemesi, ekonomik yetersizliklerin olması, yaşadığı çevrenin olumsuzlukları, eğitimde eşitliği yakalayamaması, etnik farklılıkların varlığı gencin donakalım yaşamasına yol açan engellerden sayılabilir.
Her donakalım yaşayan bireyin şiddet davranışında bulunması beklenemez. Öfke, her ne kadar ilk ve ilkel heyecanlarımız arasında yer alsa da zaman içinde birey neyin kabul görüp neyin görmediğini geri bildirimlerle öğrenir.
Bu bilgiler doğrultusunda ebeveynler olarak çocuklarınıza küçüklükten itibaren birtakım değerler verebilirseniz bazı davranışlarını olumlu yönde biçimlendirebilirsiniz.